10 Kasım 2009 Salı

GENÇ KIZLAR TACİZ MAĞDURU

Yarışma programı var “Yaş 15”
Hani ülkemin bir aydının 15 yaşındaki genç kıza cinsel istismardan hüküm giydiği yaş. Gençlerin cinsel olarak her türlü durumlarının istismarla ifade edildiği yaş.
Ülkemizde ve tüm medeni ülkelerde evlenme yaşı 18, oy kullanma yaşı da öyle.
Sigortalı çalışma yaşı 16, iş kurma yaşı yine en az 18.
Ancak sahneye çıkıp vücuduyla, sesiyle birilerini etkileyip ünlü olma yaşı yok. Gençler Yaş 15 de sahne alıyor, şov yapıyorlar.
Eğitim ortalamasının 3,5 sınıf olduğu –yani ilköğretimin yarısı bile değil- aydınların genç kızlara cinsel istismardan suçlanıp hüküm giydiği ülkemizde gençler;
Mankenlik, oyunculuk, şarkıcılık gibi görsel sanat veya vazifelere vücutlarını da malzeme olarak kullanmaya daha 15 yaşında özendiriliyor. Çok güzel, çok başarılı, çok alımlı olmak şartlandırılıyor. Anneleri onlara rehberlik ediyor. Giyimlerine kuşamlarına, hareketlerine, edalarına nasıl daha göz alıcı olacaklarına karar veriyor. Tv de izleyenlere hoş görünmek için süper mini, içgösterir veya açık giysilerle sahneye çıkıyorlar. Henüz çocuk yaşta, gelişmemiş vücutları, sesleri ve oturmamış kişilikleriyle koca bir dünyanın içine sokuluyorlar.
Peki, ne için?
Kariyer, ün, para, erkenden geleceklerini kurtarmak için.
Ne pahasına?
Daha o yaşta bedenlerini kullanarak ilerlemek pahasına.
Böylece çok para kazanıp kazandıkları para ile hayat standartlarını geliştirip ailelerine daha iyi imkânlar sağlıyorlar.
Ya ülkemin cahil kalmış, okumuş ama ilerleme kat edememiş kişileri bunlara tacizde bulunursa ne oluyor?
Belki korkunç gelecek ama şayet tacizde bulunan çok varlıklı, çok yüksek mevkii sahibi birisiyse ve genç kıza yüksek kariyer vaat ediyorsa, onu sahnelere sunuyorsa bir şey olmuyor.
Tacizde bulunan kızı başkalarıyla paylaşmayıp kendine saklamayı düşünüyorsa fişlenip hapsi boyluyor.
Burada yazılanlar sahne sanatlarını yermek için değil, çok zorlukları olan bu alanda gençlerin mevcut zekâlarıyla ve tecrübeleriyle zarar göreceklerini hatırlatmak içindir.
Eğitimini tamamlayıp, meslek hayatına atıldığında hayatını sürdürecek olgunluğa peyderpey erişmiş kişiler istedikleri tüm meşru meslekleri yapabilir ve zorluklarına göğüs gerebilirler.
Benim içimi acıtan; henüz zorunlu eğitimi bile tamamlamamış, zorunlu yaşları aşamamış, kendini nelerden ve nasıl koruyacağını öğrenmemiş gençlerimizin daha kırılganken, zorlu bir dünyaya özendirilerek sokulmalarıdır.
Allah çocuklarımızı bize emanet ediyor.
Emaneti hakkıyla koruyabilmemizi nasip etsin. Çocuklarımızı böyle özentilerden ve mecburiyetlerden esirgesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder