Her ne kadar sabrı ortadan kaldıran bütün teknolojik imkanlara sahip isek de sabrı olan için sevgiyle yazılmış ve muhabbeti özleyen eski bir yazımı paylaşmak istedim, Fatih projesi ve tablet konusundaki Ahmet Turan Alkan'ın yazısını okuduğumda,
Tüm yüreklerin dosta ve muhabbete sahip olması dileğiyle....
esir etmek mi, azad edip sahip olmak için her an çaba sarfetmek mi
-yazı uzun ama hayat kısa-
İnsanları esir aldık,aslında esir olmaya başladık
Eskiden birine ulaşmak için mektup yollardık ve beklerdik, eline varmasını, okuyup cevaplamasını, sabırla beklerdik yazdıklarını
Bazen günlerce bazen haftalarca veya aylarca, sabırla ve sadakatle, umutla beklerdik
Belki mahallesine gider yolunu gözlerdik
Evinden çıkıp köşeyi geçmesini, konuşamasak bile uzaktan seyrederdik
Pul koleksiyonu yapardık,
Renkli zarflar ve mektup kağıtlarıyla, yaldızlı kalemlerde duygularımızı dökerdik
Gelen tüm mektupları saklar, kartpostalları biriktirirdik
Bayramları aile büyükleri ile geçirmeyi tatil köylerinde dinlenmeye tercih ederdik
Müsait mi diye sormadan dostu veya akrabayı ziyarete giderdik
Ve içeri alıverirdi bizi, hayırdır nerden demeden, buyur ederdi gülen gözlerle ve hasretle
Sarılırdık uzun uzun, sohbet ederdik
Yatıya kal der, misafir odasını hazır ederdi ev sahipleri
Birkaç gün kalmalıydık, yol uzundu
Ve bir daha kim bilir ne zaman görecek konuşacaktık
Helalleşip veda ederdik
Belki gene görüşebilirdik belki de bu sondu
Akşamları komşuya oturmaya giderdik, çoluk çocuk sohbet ederdik
Çam sakızı çoban armağanı, kışları kestane, dondurma götürürdük yazları
Ev sahibi isek misafirimiz için ellerimizle hazırlardık
Sarmaları, börekleri, tarhanaları, ev yoğurdu ile yapılmış mantıları,
kazandibi, keşkül, kremaları
Bayramdan bayrama baklava, ramazandan ramazana güllaç,
Yazları dondurma, kışları sahlep ve boza
Haftasonları pikniğe giderdik
Kocaman aile olur arabalara dolardık
Mangal yapardık, belki dere kenarı olurdu balık avlardık
Çocuklarla top oynar, ip atlardık,çekirdek çıtlatır yemekten sonra, ormanda yürüyüşe çıkardık
Fotoğrafları bastırır çoğaltırdık sevdiklerimize,
Yeni çıkan albümleri tükenmeden almak için beklerdik günlerce
Çok özel hikayeler için uzun kitapları okuduk
Evlerimizde çocuklarımız için ansiklopediler bulundururduk
Bir şeyi bulmak için tamamını okumalıydık
Kendi özetimizi çıkarıp el yazımızla ödevlerimizi sunmalıydık
Evden işe gittiğimizde kötü haber yok ise haber de olmazdı bizden
Beklerdi akşamları birbirini sevenler, çocuklarını anne babalar, arkadaşlarını çocuklar
Hayırdır inşallah ne geç geldi denirdi, ve gelinirdi
18 eylül önce gelmeliydin derdi şair, 18 sene boyunca içinde umut ve sabırla beklenirdi
…………………….
Sonra korkunç bir şey oldu
Önce telefon yaygınlaştı, sevdiğinin sesini duymak özlemi azalttı
Sonra daha korkunç bir şey oldu, her yer mobil telefon doldu
Her an esir oldu insan, her an ulaşılabilir
Böylece unuttuk beklemeyi, özlemeyi, sabretmeyi, tevekkül etmeyi
Nasılsın yerine nerdesin, yok tam olarak nerdesin,
Seni görebilir miyim yerine kaç dakikaya gelirsin
Ulaşamadım neden kapalı telefonun
Neden hala gelemedin, hangi yolu kullanıyorsun,
Dur netten bakayım belki boşuna oralara oyalanıyorsun
Sonra kıyamet alameti çıktı karşımıza, msn iletişim için girdi hayatımıza
Böylece kişi ile bedava iletişim başladı, sınırsız, sesli, görüntülü
Resimleri banyo etmek, plak veya kaset almak masraflı tarih oldu
Birçok kişiye aynı anda gönderilen maillerle posta kutuları doldu
Sürekli açık olmalı bilgisayarın veya bağlantılı telefonun
Böylece sabit ücret ile her şey bedava sahip olursun
Ve yeni sorular çıktı karşımıza, neden çevrim dışısın, yoksa beni mi engeldin?
Neden kişisel alanına o resmi koydun? Arkadaş listende olan a adam da kim
Neden meşgulsün, başkasıyla da mı yazıyorsun , kimlerle hangi dosyaları paylaşıyorsun
Bluetooth ile resim, kızılötesi ile video yollasam
Bayram tebriği için hazır gelmiş olan smsi,
Hislerimi anlaman için göndereyim -kimin çektiği ve gönderdiği belli olmayan –şu güzel çiçeği
Çok güzel bir mail geldi forward ettim, aklıma birşeyler geldi sen çevrim dışıyken ileti gönderdim
İstersen çok güzel müzikler var dinleyelim, gönderdiğim sunumlarla duygularımızı ifade edelim
Her anını esir aldık sevgilinin de aslında esir olduk teknolojiye
Kolaylaştı, ucuzladı ve arttı iletişim, azaldı güven
Kolay dillendirilir oldu içeriği ağır kelimeler,
Herkeslere dağıtılan mavi boncuklar, her göle çalınan mayalar
Sonra iki yüzlü ilişkiler başladı, güvensiz ,sanal, gerçek, günübirlik
Söylene söylene sözde kaldı, duygular uzaklara kaçtı
Ruh çok kırıldı ve ürkek oldu, bir o kadar cüretkar ifadelerle gerçek ve sanal alem doldu
Kırıldı birileri tarafından ya kırar oldu
Böylece tüketir oldu kişi, sevgiliyle beraber kalbindeki kutsal yeri
Zaman su gibi geçerken hikayeler arttı, iletişim kolaylaştı ancak kalıcılık ortadan kalktı
Harcanan zaman bitirdi ömrü, söylenen yalanlar umudu öldürdü –ki oydu yola çıkma nedeni-
Yarin eliyle yazılan mektuplar unutuldu, parmaklar hızlandı da el yazısı bozuldu,
Sevdiğine gönderilen resim bile sanal oldu, Albümler taşınabilir belleklere doldu
Sevgilinin saçının teli, mendiline sinen kokusu,
Beklerken umutla geçen zamanın, heyecanı, gelecek mi kaygısı,
Saatlerce beklemek sorgulamadan, yerini ve geleceği dakikayı tam olarak almadan
Tarihe karıştı,
Akşamları sohbetleri internete taşındı,
Eski filmleri izlemek için yayınlanacağı günü beklemek yerine download etmek
İletişim için harcanan zaman ve para ile bir cafeye oturup kablosuz bağlanabilmek
En fenası sevgili için duyulan güven, sevmek için gösterilecek emek yerini zaman geçirmeye bıraktı
Böylece esir aldık sevdiklerimizi, her dakikalarını takip eder olduk,
Yok ettik içimizdeki masum hisleri ve güveni,
Böylece istediğimizi söyleyen insanlarla etrafımızda sanal bir dünya kurduk
Birilerinin bizim için hazırladığı ezbere sunumlar ve hikayeler ile anlattık kendimizi
Böylece herkes ile aynı oldu hislerimiz, kendimizi katmadan yaşar olduk
Her şeyin iyi ve kötü yönleri var
Nasıl ki atomu parçalamak önce bomba yapmaya yöneltti
Şimdilerde iletişim de tuşları kullanmak duyguların önüne geçti
Uzun mesafeler uçak ile yakılaştı
Hasretler telefon ile aşıldı, ulaşılamazlık mobil ile ortadan kalktı
Bir bilgisayar bir kamera ve bir mikrofon ile belki de bir bağlantı, iletişim ve seyahat ucuzlaştı
Yine biz mektup yazsak birbirimize, telgraf yollasak düğünlerde
Yine akşamları evden telefon açsak, çat kapı sevdiğimizin kapısına varsak
O an bize yüreğinde ve evinde yer açacağına güvensek
Yazdıklarının gerçek olduğuna inansak, mektuplarını ve hediyelerini biriktirsek
Ve güvensek, kendimize, sevdiğimize, güvenebilip selam versek yanımızdan geçene
Geç kaldığında beklediğimiz güvensek aslında bizi bekletmek istemediğine
İşe yarardı teknoloji o zaman
Yine mesafeler yakınlaşırdı, ifadeler kolaylaşırdı, gerçek olurdu yazılanlar
Ve sabır olurdu bir şeyleri kazanmak için ihtiyacımız olan
Ve sabretmenin verdiği erdem ile yücelirdi insan
Böyle bir hikaye
Herkes kendini bir yerinde bulsun da lütfen sevdiğini aramak için akşamı bekleyedursun
Bayramda yollamak için biriktirsin kartpostalları, telefon açsın kandil akşamları
Mektup ile çocuğun elinin çizip büyüklerine yollasın, alan bir kutuda gelen mektup ve kartları saklasın
Ve yılar sonra sararmış resimler olsun albümlerimizde, Acı veya tatlı ama iz bıarakan anılar yüreğimizde
Yüzlerce kişiye yollanmadığına,
İnanalım gönderen için bizim özel olduğumuza
Ve özel hissettirelim bizim için özel olanları
Yok ise özel biri hayatımızda, olması için karar verelim, sık boğaz etmeden ilgimizi gösterelim
Esir almadan, her anını, hayatını
Hemen ifade etmeden yaşamak istediklerimizi
Zamanı sevelim ki sindirmemize yardım etsin hislerimizi
Sevdiğimize gösterelim ki emin olmak için söyletmek olmasın gayesi
Her an kapımıza gelebileceğini,
Yüreğindekileri özgürce paylaşabileceğini
Dilinin söylediğini kalbi, kalbinin hissettiğini aklı kabul ettiğinde
Bilsin onun için inşa edilen yürekte sonsuza kadar kalabileceğini ZR 20-05-08
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder